International Patient Center

15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü

Lenfatik sistem vücutta hastalık oluşturma potansiyeline sahip mikroorganizmalar ile mücadele eden beyaz kan hücrelerini barındırır. Lenf nodları bu sistemin ana parçasıdır . Lenfatik sistemin hücreleri (lenfositler) kontrolsüz çoğalma eğilimine girmesi ile lenf kanseri gelişimine neden olabilir.

Lenf kanserinin tıbbi adı lenfomadır.

Tüm kanserler içerisinde değerlendirildiğinde lenfomanın tespit edilme oranı %5 civarındadır. Atipik lenfositler lenf bezleri dışında dalak, karaciğer, kemik iliği ve diğer organlarda da çoğalabilirler.

Lenf bezi kanseri tıbbi olarak Hodgkin Lenfoma ve Non Hodgkin Lenfoma olarak ikiye ayrılır.

Non Hodgkin Lenfoma daha sık görülen lenf kanseri türüdür.

Lenfoma hızlı ve yavaş ilerleyen olarak da gruplara ayrılabilir. Lenfoma, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. En sık olarak genç erişkinlerde ortaya çıkan lenfoma, çocukluk çağında en fazla karşılaşılan kanser türlerindendir.

Hodgkin lenfoma, lenfoid doku hücrelerinin monoklonal (tek tipin aşırı çoğalması) kanseri olup yüksek tedavi oranlarına sahip bir rahatsızlıktır. Bu hastalık üzerinde yapılan biyolojik ve klinik çalışmalar hastalığın klasik Hodgkin lenfoma ve nodüler lenfosit predominant hodgkin lenfoma olmak üzere 2 temel kategoriye ayrılarak değerlendirilmesini sağlamıştır. 

Klasik hodgkin lenfoma bu lenf bezi kanseri türünün yaklaşık olarak %95’inde tespit edilen gruptur. Bu olgular genellikle servikal (boyun) bölgedeki lenf nodlarında başlama eğilimindedir.

Hastalığın altında yatan neden kesin olarak bilinmemekle birlikte Epstein Barr virüsü ile enfekte olan kişilerde, otoimmün hastalıklarda ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde Hodgkin lenfoma gelişimi için risk artışı söz konusudur.

Genellikle genç yetişkin yaş grubunda ortaya çıkan Hodgkin lenfoma yaklaşık olarak %80 tedavi oranına sahiptir.

Non-Hodgkin lenfomada ise olgun B lenfositlerden kaynaklanan ve en sık olarak karşılaşılan alt türleri folliküler lenfoma, Burkitt lenfoma ve diffüz büyük B hücreli lenfoma, Mantle hücreli lenfoma, marjinal zone lenfoma ve primer (birincil) santral sinir sistemi lenfoması yer alır. T hücrelerinden kaynaklanan NHL arasında ise yetişkin t hücreli lenfoma ve mikozis fungoides türleri bulunur.

Bu farklı non-hodgkin lenfoma türleri için tedavi tümörün evresi, derecesi, kanserin tipi ve hasta ile ilgili faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Non-hodgkin lenfoma en sık olarak 65-74 yaş aralığında kişilerde tespit edilir.

 

Çoğu vakada hastalığın nedeni bilinemez. Ancak EBV ve HIV enfeksiyonları ile lenfoma arasında ilişki bulunmuştur. Aynı aileden birden fazla kişide lenfoma olduğunda genetik faktör olduğu da düşünülür. Lenfoma, bağışıklık sistemi bozulmuş insanlarda daha sık görülür. Benzen ve tarım ilaçları da hastalığın nedenleri arasında sayılır.

Lenfoma erken evrelerde her zaman belirti meydana getirmeyebilir. Hastalık ilerledikçe pek çok hastalığı taklit eden belirtiler oluşur ve hastalığın evresine göre bu belirtiler değişebilir. Büyüyen  lenf nodları vücudun birçok bölgesinde tespit edilebilir:

·         Boyun

·         Koltuk altları

·         Kasık en sık tespit edilebilen bölgelerdir

 

Hekimler tanı için çeşitli kan testleri isteyebilir ancak esas tanı koydurucu olan lenf bezi biyopsisidir. Biyopsi ile alınan parçada lenfoma hücreleri görülürse tanı konmuş olur. Hastalığın hangi evrede olduğunun anlaşılabilmesi için kemik iliği biyopsisi ve değişik radyolojik tetkikler yapılır. Akciğer grafisi, tomografi, MR ve PET yapılan tetkikler arasındadır.

Lenfoma tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi dışında güncel seçenekler arasında immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler yer almaktadır. Lenfomanın tekrarlaması durumunda kemik iliği ve kök hücre nakline de sıklıkla başvurulur. Hastalığın nüksetmesi durumunda yüksek dozda kemoterapi uygulanması gerekir. 

Mail Gönderimi Başarılı oldu

x

Uzmanlarımıza Sorun

Talebinizle ilgili yardımcı olabilmemiz için lütfen formu doldurun.