Lenfatik sistem vücutta
hastalık oluşturma potansiyeline sahip mikroorganizmalar ile mücadele eden
beyaz kan hücrelerini barındırır. Lenf nodları bu sistemin ana parçasıdır . Lenfatik
sistemin hücreleri (lenfositler) kontrolsüz çoğalma eğilimine girmesi ile lenf
kanseri gelişimine neden olabilir.
Lenf kanserinin tıbbi adı lenfomadır.
Tüm kanserler içerisinde
değerlendirildiğinde lenfomanın tespit edilme oranı %5 civarındadır. Atipik lenfositler
lenf bezleri dışında dalak, karaciğer, kemik iliği ve diğer organlarda da
çoğalabilirler.
Lenf bezi kanseri tıbbi
olarak Hodgkin Lenfoma ve Non Hodgkin Lenfoma olarak ikiye ayrılır.
Non Hodgkin Lenfoma daha
sık görülen lenf kanseri türüdür.
Lenfoma hızlı ve yavaş
ilerleyen olarak da gruplara ayrılabilir. Lenfoma, kadınlarda erkeklere oranla
daha sık görülür. En sık olarak genç erişkinlerde ortaya çıkan lenfoma,
çocukluk çağında en fazla karşılaşılan kanser türlerindendir.
Hodgkin lenfoma, lenfoid
doku hücrelerinin monoklonal (tek tipin aşırı çoğalması) kanseri olup yüksek
tedavi oranlarına sahip bir rahatsızlıktır. Bu hastalık üzerinde yapılan
biyolojik ve klinik çalışmalar hastalığın klasik Hodgkin lenfoma ve nodüler
lenfosit predominant hodgkin lenfoma olmak üzere 2 temel kategoriye
ayrılarak değerlendirilmesini sağlamıştır.
Klasik hodgkin lenfoma bu
lenf bezi kanseri türünün yaklaşık olarak %95’inde tespit edilen gruptur.
Bu olgular genellikle servikal (boyun) bölgedeki lenf nodlarında başlama
eğilimindedir.
Hastalığın altında yatan
neden kesin olarak bilinmemekle birlikte Epstein Barr virüsü ile enfekte olan
kişilerde, otoimmün hastalıklarda ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde Hodgkin
lenfoma gelişimi için risk artışı söz konusudur.
Genellikle genç yetişkin
yaş grubunda ortaya çıkan Hodgkin lenfoma yaklaşık olarak %80 tedavi oranına
sahiptir.
Non-Hodgkin lenfomada ise olgun
B lenfositlerden kaynaklanan ve en sık olarak karşılaşılan alt türleri
folliküler lenfoma, Burkitt lenfoma ve diffüz büyük B hücreli lenfoma, Mantle
hücreli lenfoma, marjinal zone lenfoma ve primer (birincil) santral sinir
sistemi lenfoması yer alır. T hücrelerinden kaynaklanan NHL arasında ise
yetişkin t hücreli lenfoma ve mikozis fungoides türleri bulunur.
Bu farklı non-hodgkin
lenfoma türleri için tedavi tümörün evresi, derecesi, kanserin tipi ve hasta
ile ilgili faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Non-hodgkin
lenfoma en sık olarak 65-74 yaş aralığında kişilerde tespit edilir.
Çoğu
vakada hastalığın nedeni bilinemez. Ancak EBV ve HIV enfeksiyonları ile lenfoma
arasında ilişki bulunmuştur. Aynı aileden birden fazla kişide lenfoma olduğunda
genetik faktör olduğu da düşünülür. Lenfoma, bağışıklık sistemi bozulmuş
insanlarda daha sık görülür. Benzen ve tarım ilaçları da hastalığın nedenleri
arasında sayılır.
Lenfoma erken evrelerde her zaman belirti meydana getirmeyebilir. Hastalık
ilerledikçe pek çok hastalığı taklit eden belirtiler oluşur ve hastalığın
evresine göre bu belirtiler değişebilir. Büyüyen lenf nodları vücudun birçok bölgesinde tespit
edilebilir:
·
Boyun
·
Koltuk altları
·
Kasık en sık tespit edilebilen bölgelerdir
Hekimler tanı için çeşitli
kan testleri isteyebilir ancak esas tanı koydurucu olan lenf bezi biyopsisidir.
Biyopsi ile alınan parçada lenfoma hücreleri görülürse tanı konmuş olur.
Hastalığın hangi evrede olduğunun anlaşılabilmesi için kemik iliği biyopsisi ve
değişik radyolojik tetkikler yapılır. Akciğer grafisi, tomografi, MR ve PET
yapılan tetkikler arasındadır.
Lenfoma tedavisinde
kemoterapi ve radyoterapi dışında güncel seçenekler arasında immünoterapi ve
hedefe yönelik tedaviler yer almaktadır. Lenfomanın tekrarlaması durumunda
kemik iliği ve kök hücre nakline de sıklıkla başvurulur. Hastalığın nüksetmesi
durumunda yüksek dozda kemoterapi uygulanması gerekir.
Talebinizle ilgili yardımcı olabilmemiz için lütfen formu doldurun.